Dünya genelinde resesyon endişeleri ve enflasyonla mücadele sürerken, küresel piyasaların yönü belirsizliğini koruyor. Geçen hafta ABD Başkanı Trump'ın tarifeleri ve Fed'in faiz kararı piyasaları etkiledi.

Fed Faizleri Değiştirmedi

Fed, çarşamba günü politika faizini yüzde 4,25-4,50 aralığında sabit tuttu. Fed Başkanı Powell, tarifelerin enflasyonla mücadeleyi yavaşlatabileceğini belirtti. Trump'ın faiz indirimi çağrısı ise Fed ile olası bir uyuşmazlığı gündeme getirdi. Bankanın açıklamasında işsizlik oranının düşük kaldığı, işgücü piyasasının güçlü olduğu ve enflasyonun yüksek seyrettiği vurgulandı. Bilanço küçültme hızının yavaşlatılacağı da belirtildi. Bu açıklamaların ardından para piyasalarında haziranda faiz indirimi ihtimali yükseldi. Yıl genelinde iki faiz indirimi beklentisi ise güçlü kalmaya devam etti.

ABD Ekonomisi ve Büyüme Beklentileri

Analistler, gelecek hafta açıklanacak ABD büyüme ve kişisel tüketim harcamaları fiyat endeksinin piyasa fiyatlamalarını etkileyebileceğini düşünüyor. ABD ekonomisinin 4. çeyrekte yüzde 2,3 büyüme kaydetmesi bekleniyor. Cuma günü Trump'ın tarifelerde "esnek" olabileceğini ve Çin ile görüşmeye açık olduğunu söylemesi pay piyasalarını destekledi. ABD-Rusya arasında yapılan temaslar da sınırlı bir iyimserlik yarattı. Trump, Putin ile yaptığı görüşmede tüm enerji ve altyapı alanlarında ateşkes sağlanması konusunda mutabık kaldıklarını açıkladı. Bu açıklama da piyasalara olumlu yansıdı.

Küresel Piyasalarda Gelişmeler

Fed yetkililerinin açıklamaları da yakından takip ediliyor. New York Fed Başkanı John Williams, ekonomide ve politikada yüksek bir belirsizlik olduğunu ve birçok farklı ekonomik senaryonun mümkün olduğunu belirtti. Chicago Fed Başkanı Austan Goolsbee ise iş çevrelerinde belirgin bir kaygı olduğunu ve tarifeler ile mali politikalar çözülene kadar proje ve yatırım harcamalarının bekletildiğini ifade etti. OECD, küresel ekonomik büyüme tahminini yüzde 3,1'e düşürdü. Raporda, ABD'de büyümenin 2026'da yüzde 1,6'ya yavaşlayacağı öngörüldü. Geçen hafta tahvil piyasalarında alıcılı bir seyir hakim oldu. ABD'nin 10 yıllık tahvil faizi yaklaşık 10 baz puan düştü. Dolar endeksi ise 104,1 seviyesinden kapandı. Altın ons fiyatı yükselişini sürdürdü ve Brent petrolün varil fiyatı da arttı. New York borsasında alış ağırlıklı bir seyir gözlendi.
Geçen hafta açıklanan verilere göre, ABD'de şubat ayında sanayi üretimi yüzde 0,7 arttı. Cari işlemler açığı ise geriledi. İlk kez işsizlik maaşı başvurusunda bulunanların sayısı piyasa beklentilerinin altında kaldı. Philadelphia Fed İmalat Endeksi ise piyasa beklentilerinin üzerinde gerçekleşti. Haftalık bazda S&P 500, Nasdaq ve Dow Jones endekslerinde artışlar yaşandı. Avrupa borsaları Almanya dışında yükselirken, ECB Başkanı Lagarde'ın açıklamaları ve Rusya-Ukrayna savaşı takip edildi. Lagarde, ABD'nin tarifelerinin Euro Bölgesi'ni olumsuz etkileyeceğini belirtti. İngiltere Merkez Bankası ise politika faizini sabit bıraktı. Asya borsaları ise karışık bir seyir izledi. Çin, iç tüketimi artırmaya yönelik bir plan açıkladı. Japonya Merkez Bankası ise faizleri sabit tuttu. Yurt içinde ise Borsa İstanbul düşüş yaşadı. İBB Başkanı İmamoğlu'nun gözaltına alınması ve TCMB'nin kararları piyasaları etkiledi. TCMB gecelik vadede borç verme faiz oranını yükseltti ve bir hafta vadeli repo ihalelerine ara verdi. Dolar/TL kuru arttı.