Küresel ekonomilerde resesyon riski ve korumacı ticaret politikaları, merkez bankalarının para politikalarını dikkatlice ayarlamalarına neden oluyor. Ocak ayı faiz kararlarında farklı yaklaşımlar görüldü. Bazı bankalar enflasyonla mücadeleyi sürdürürken, diğerleri ekonomik büyümeyi desteklemeyi tercih etti. Bu durum, küresel ekonomideki belirsizliklerin devam ettiğini ve merkez bankalarının önümüzdeki dönemde de zorlu kararlar almak zorunda kalacağını gösteriyor. ABD'deki gelişmeler de global piyasaları yakından etkiliyor. Yeni yılın ilk faiz kararları, küresel ekonomideki karmaşık dengeleri ve belirsizlikleri bir kez daha gözler önüne serdi. Ülkelerin iç politikaları ve küresel piyasa dinamikleri, merkez bankalarının kararlarında etkili olan önemli unsurlar. Bu kararların orta ve uzun vadede ekonomiler üzerindeki etkileri, önümüzdeki aylarda daha net anlaşılacak.

Fed Faiz Oranını Değiştirmedi

ABD Merkez Bankası (Fed), politika faizini yüzde 4,25-4,50 aralığında sabit tuttu. Bankanın açıklamasında, ekonomik faaliyetin sağlam, işsizlik oranının düşük ve iş gücü piyasasının güçlü olduğu belirtildi. Ancak enflasyonun yüksek kaldığı da vurgulandı. Fed Başkanı Jerome Powell, politika duruşunun eskisine kıyasla daha az kısıtlayıcı olduğunu ve ekonominin güçlü kalmaya devam etmesi nedeniyle acele etmelerine gerek olmadığını ifade etti. Powell, iş gücü piyasası koşullarının soğuduğunu, ancak gücünü koruduğunu ve enflasyonun uzun vadeli yüzde 2 hedefine yaklaştığını dile getirdi. Para piyasaları, Fed'in yılın ilk faiz indirimini haziran ayında yapacağını öngörüyor. Fed'in bu kararının küresel piyasalar üzerindeki etkisi de takip ediliyor. Beklentilerin aksine bir faiz artırımı gerçekleşmedi. Ancak piyasalar, gelecekteki faiz indirimlerine dair tartışmaları da yakından takip ediyor.

ECB Faiz İndirimine Gitti

Avrupa Merkez Bankası (ECB), piyasa beklentileri doğrultusunda üç temel politika faizini 25 baz puan düşürdü. Mevduat faiz oranı yüzde 3'ten yüzde 2,75'e, refinansman faizi yüzde 2,90'a ve marjinal borçlanma faizi yüzde 3,15'e indirildi. ECB Başkanı Christine Lagarde, Avro Bölgesi'nde ekonominin yakın vadede zayıf kalacağını belirtti. Lagarde, çoğu enflasyon bileşeninin gelişiminin ECB'nin yüzde 2'lik hedefi ile uyumlu olduğunu ve enflasyon oranının gelecek aylarda mevcut seviye civarında dalgalanacağını, yıl boyunca ise yüzde 2 hedefine ulaşacağını söyledi. ECB'nin bu kararı, Avro Bölgesi'ndeki yavaşlayan ekonomik büyüme ve enflasyon verileri dikkate alınarak alındı. Bu kararın küresel piyasalarda yaratacağı dalgalanmalar da yakından izleniyor. Avrupa ülkelerinin ekonomik performansları, ECB'nin gelecekteki adımlarını etkileyecek önemli unsurlar arasında.

Diğer Merkez Bankalarının Kararları

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), politika faizini 250 baz puan düşürerek yüzde 45'e çekti. TCMB, aralık ayında enflasyonun ana eğiliminin gerilediğini, ancak öncü verilerin ocak ayında öngörülerle uyumlu bir artışa işaret ettiğini açıkladı. Kanada Merkez Bankası (BoC), politika faizini 25 baz puan düşürerek yüzde 3'e çekti ve mart ayında varlık alımlarını yeniden başlatacağını duyurdu. İsveç Merkez Bankası (Riksbank), yüksek enflasyonla mücadelesinin ardından zayıflayan ekonomik aktiviteyi sebep göstererek politika faizini 25 baz puan düşürerek yüzde 2,25'e çekti. Danimarka Merkez Bankası da faiz oranını 25 baz puan düşürdü. Japonya Merkez Bankası (BoJ) ise politika faizini yüzde 0,5'e yükseltti. Macaristan, Polonya ve Norveç Merkez Bankaları ise faiz oranlarını sabit tuttu. Bu çeşitli kararlar, küresel ekonomideki farklılıkları ve belirsizlikleri göstermektedir.