Ülke ekonomisinin üçüncü çeyrek (temmuz-eylül) performansına ait veriler açıklandı. Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYH), bir önceki yılın aynı dönemine göre zincirlenmiş hacim endeksiyle %2,1 artış gösterdi. Bu oran, uzman beklentilerinin altında kaldı. Bir önceki çeyreğe göre ise mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış olarak %0,2'lik bir daralma yaşandı. Sıkı para politikasının olumsuz etkisi büyümede belirgin bir şekilde görüldü. Üçüncü çeyrekteki büyümeye en büyük katkıyı inşaat ve finans sektörleri sağlarken, sanayi sektörünün daralması dikkat çekici bir durumdur. Bu durum, ekonomik aktivitelerin dengesiz dağılımına işaret etmektedir. İç talebin güçlü kalmasına rağmen, yatırım harcamalarındaki düşüş gelecek çeyrekler için belirsizlik yaratmaktadır. Devlet harcamalarının büyümeyi desteklemedeki sınırlı rolü de göz ardı edilemez. Toplamda, üçüncü çeyrek ekonomi verileri karma bir tablo ortaya koymaktadır.

Sektörel Büyüme Performansı

İnşaat sektörü %9,2, finans ve sigorta sektörü ise %6,2 oranında büyüdü. Tarım sektörü %4,6, gayrimenkul %2,5, ürün üzerindeki vergiler eksi sübvansiyonlar %2,3, bilgi ve iletişim faaliyetleri %2,2, kamu yönetimi, eğitim, insan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri %1,9 ve diğer hizmetler %1,4 oranında artış gösterdi. Ancak, sanayi sektörü %2,2 oranında daralma yaşarken, mesleki, idari ve destek hizmet faaliyetlerinde de %0,3'lük bir düşüş gözlemlendi. Bu sektörel farklılıklar, ekonominin genel durumunu değerlendirmek için önemli bir göstergedir. Sektörel farklılıkların derinlemesine incelenmesi, gelecekteki ekonomi politikalarının belirlenmesi için büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle, ilgili kurumların detaylı sektörel analizlere yönelmeleri beklenmektedir. Devam eden küresel ekonomik belirsizlikler de sektörel performansı etkileyen önemli bir faktördür.

İç Tüketim ve Devlet Harcamaları Analizi

Yerleşik hanehalklarının nihai tüketim harcamaları geçen yılın aynı dönemine göre %3,1 artış göstererek iç talebin direncini gösterdi. Ancak, devlet nihai tüketim harcamaları %0,9 oranında azalırken, gayrisafi sabit sermaye oluşumu da %0,8 oranında düştü. Bu durum, kamu harcamalarının ekonomi büyümesini desteklemedeki sınırlı rolünü ve yatırımın zayıflığını göstermektedir. İç talebin canlılığı olumlu bir gösterge olsa da, yatırım harcamalarındaki düşüşün uzun vadeli ekonomi büyümesi üzerinde olumsuz etkileri olabilir. Bu nedenle, yatırım teşviklerinin artırılması ve özel sektör yatırımlarının canlandırılması için politikaların gözden geçirilmesi gerekmektedir. Bu durum, sürdürülebilir bir ekonomi büyümesi için stratejik planlamanın ne kadar önemli olduğunu vurgulamaktadır.

GSYH ve Revizyonlar Hakkında

Üretim yöntemiyle hesaplanan GSYH, cari fiyatlarla bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %53,3 artarak yaklaşık 11,9 trilyon TL oldu. ABD doları bazında ise yaklaşık 357 milyar 989 milyon dolar olarak gerçekleşti. Önceki çeyreklere ait verilerde de revizyonlar yapılmıştır; ikinci çeyrek büyüme oranı %2,5'ten %2,4'e, birinci çeyrek büyüme oranı ise %5,3 olarak sabit tutulmuştur. Bu revizyonlar, ekonomi verilerinin sürekli güncellenmesi ve daha doğru analizler yapılabilmesi için hayati önem taşır. Gelecek dönemlerde yapılacak revizyonlar da ekonominin daha net anlaşılmasını sağlayacaktır. Bu düzenli revizyonlar, politikaların oluşturulması ve gelecekteki ekonomi performansının tahmin edilmesi için daha sağlam bir temel oluşturmaktadır.